- 1. Mide Fıtığı Nedir?
- 2. Mide Fıtığının Belirtileri Nelerdir?
- 3. Mide Fıtığının Teşhisi Nasıl Yapılır?
- 4. Mide Fıtığında Tedavi Seçenekleri
- 5. Reflü Nedir?
- 6. Reflü Belirtileri Nelerdir?
- 7. Reflü Tedavisi Nasıl Yapılır?
- 8. Mide Fıtığı ve Reflü Arasındaki İlişki
- 9. Mide Fıtığı ve Reflü ile İlgili Sık Sorulan Sorular
Reflü, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu yemek borusunda yanma, tahriş ve diğer rahatsızlıkları meydana getirir.
Prof. Dr. Mehmet ÖZDOĞAN

Mide Fıtığı Nedir?
Mide Fıtığının Belirtileri Nelerdir?
Mide Fıtığının Teşhisi Nasıl Yapılır?
Mide fıtığının teşhisi, hastanın şikayetlerine ve doktorun gerçekleştireceği bazı testlere dayanarak yapılır. Genellikle aşağıdaki yöntemler kullanılır:
Endoskopi:
Bu yöntem, yemek borusu, mide ve bağırsakların içini incelemek için kullanılır. Bir kamera içeren ince bir tüp (endoskop) ağız yoluyla mideye kadar ilerletilir ve bu sayede doktor, mide fıtığını ve olası hasarları doğrudan gözlemleyebilir.
Baryumlu yutma testi:
Hastaya baryum adı verilen bir kontrast madde içirilir ve ardından röntgen çekilir. Baryum, yemek borusu ve mideyi kaplayarak bu yapıların röntgen görüntüsünde daha net görünmesini sağlar. Böylece midenin diyaframdan yukarı kayıp kaymadığı tespit edilebilir.
pH testi:
Bu test, yemek borusunda asit miktarını ölçer. Mide asidinin yemek borusuna kaçıp kaçmadığını anlamak ve reflüyü doğrulamak için kullanılır. Bir sensör, yemek borusunun alt kısmına yerleştirilir ve belirli bir süre boyunca asit seviyeleri ölçülür.
Manometri:
Yemek borusu ve mide arasındaki kasların basıncını ve hareketliliğini ölçen bu test, mide fıtığının kas yapısı üzerindeki etkilerini incelemek için kullanılır. Yemek borusunun kasılma hareketlerinin normal olup olmadığı değerlendirilir.
Bu testler, mide fıtığı teşhisinde yaygın olarak kullanılır ve doktorlar hangi yöntemin kullanılacağına hastanın semptomlarına göre karar verirler.
Mide Fıtığında Tedavi Seçenekleri
İlaç Tedavisi
İlaç tedavisinde ise genellikle mide asidini baskılayan veya asit üretimini azaltan ilaçlar kullanılır. H2 reseptör blokerleri ve proton pompası inhibitörleri gibi ilaçlar, mide asidinin reflüye neden olmasını engeller. Bu ilaçlar, semptomları hafifletmeye ve yemek borusunu asit hasarından korumaya yardımcı olur.
Cerrahi Tedavi
Cerrahi tedavi ise daha şiddetli vakalarda veya ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda düşünülür. Laparoskopik Nissen fundoplikasyonu adı verilen bir cerrahi işlem, fıtığın onarılması için yaygın olarak kullanılır. Bu yöntemde, mide üst kısmı yemek borusunun etrafına sarılarak mide fıtığının tekrarlaması önlenir ve reflü sorunları düzeltilir.
Reflü Nedir?
Reflü, tıbbi adıyla gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), mide asidinin veya mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan bir sindirim sistemi rahatsızlığıdır. Normalde, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkteri (LES) adı verilen kaslı halka, mide içeriğinin yemek borusuna geri dönmesini engeller. Ancak bu kasın zayıflaması veya tam olarak kapanmaması durumunda, mide asidi yukarı kaçar ve reflü belirtilerine yol açar.
Reflünün en yaygın belirtisi göğüste yanma (mide yanması) hissidir. Bu yanma, genellikle yemeklerden sonra veya yatarken artar. Ayrıca mide içeriğinin ağıza kadar ulaşarak ekşi ya da acı bir tat bırakması, ağıza asidik sıvı gelmesi de sık rastlanan şikayetlerdir. Reflü uzun süre devam ederse, yemek borusunda tahrişe, iltihaplanmaya (özofajit) ve daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Reflü, yaşam tarzı faktörlerinden (aşırı yemek yemek, kilo, sigara kullanımı, alkol tüketimi) kaynaklanabileceği gibi, anatomik sorunlar (örneğin mide fıtığı) veya hamilelik gibi durumlar da reflüyü tetikleyebilir. Tedavisi genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve asit baskılayıcı ilaçlarla yapılır, ancak daha ciddi vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
Reflü, genellikle mide asidinin yemek borusuna kaçmasıyla oluşan belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler bazen hafif olabilir, ancak uzun süreli reflü daha ciddi semptomlara neden olabilir. Reflünün en yaygın belirtileri şunlardır:
- Göğüste yanma (mide yanması): Mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu göğüs bölgesinde yanma hissi oluşur. Bu, özellikle yemeklerden sonra veya yatar pozisyondayken artar.
- Mide asidinin ağıza gelmesi: Mide içeriği, ekşi ya da acı bir tat olarak boğaza veya ağıza kadar gelebilir. Bu, rahatsız edici bir tat ve boğazda tahriş hissine yol açabilir.
- Yutma güçlüğü: Yemek borusundaki tahriş veya hasar nedeniyle yutarken zorlanma hissi yaşanabilir.
- Kronik öksürük: Özellikle geceleri artan öksürük, mide asidinin boğaza kaçmasından kaynaklanabilir.
- Boğazda gıcıklanma veya ses kısıklığı: Mide asidinin boğazı tahriş etmesi sonucu ses kısılabilir veya boğazda sürekli bir gıcıklanma hissi oluşabilir.
- Midede şişkinlik ve gaz: Reflü, mide basıncının artmasına neden olarak şişkinlik ve gaz problemlerini de beraberinde getirebilir.
- Ağız kokusu: Mide asidi ve sindirilmemiş yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçması ağız kokusuna yol açabilir.
Reflü belirtileri, özellikle ağır yemeklerden sonra, öne eğilmek veya yatmak gibi durumlarda daha da kötüleşebilir. Uzun süreli reflü, yemek borusunda iltihaplanmaya ve daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir.
Reflü Tedavisi Nasıl Yapılır?
1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Reflü semptomlarını hafifletmek ve kontrol altına almak için yaşam tarzında bazı değişiklikler yapılabilir:
Daha küçük porsiyonlar halinde yemek yemek: Midenin aşırı dolmasını önleyerek mide asidinin yemek borusuna kaçmasını azaltır.
Yatmadan önce yemek yememek: Yemekten sonra en az 2-3 saat boyunca yatmaktan kaçınılmalıdır.
Yatak başını yükseltmek: Uyurken başın 10-15 cm kadar yükseltilmesi mide asidinin yukarı çıkmasını önleyebilir.
Kilo vermek: Fazla kilo, mide üzerindeki basıncı artırarak reflü semptomlarını kötüleştirebilir.
Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak: Sigara ve alkol, yemek borusu sfinkterini zayıflatabilir ve reflüyü artırabilir.
Asitli yiyecek ve içeceklerden kaçınmak: Baharatlı, yağlı yiyecekler, çikolata, kafeinli içecekler ve asitli gıdalar (portakal, domates gibi) reflüyü tetikleyebilir.
2. İlaç Tedavisi
İlaçlar, mide asidini baskılayarak ve yemek borusunu koruyarak reflü semptomlarını hafifletir:
Antiasitler: Mide asidini nötralize eden bu ilaçlar, kısa süreli rahatlama sağlar. Ancak uzun vadeli çözüm sunmazlar.
H2 reseptör blokerleri: Mide asidi üretimini azaltan bu ilaçlar, daha uzun süreli rahatlama sağlar. Ranitidin ve famotidin gibi ilaçlar bu gruba dahildir.
Proton pompası inhibitörleri (PPI): Mide asidi üretimini büyük ölçüde engelleyen bu ilaçlar, en güçlü tedavi seçeneklerinden biridir. Omeprazol, lansoprazol ve pantoprazol gibi ilaçlar PPI sınıfındadır. Genellikle daha uzun süreli tedavilerde kullanılır.
Prokinetik ilaçlar: Mide boşalmasını hızlandırarak mide asidinin yemek borusuna kaçmasını önleyebilirler.
3. Cerrahi Tedavi
Eğer yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile semptomlar kontrol altına alınamıyorsa, cerrahi müdahale düşünülebilir. En yaygın cerrahi yöntemler şunlardır:
Nissen fundoplikasyonu: Laparoskopik olarak yapılan bu işlemde, mide üst kısmı yemek borusunun etrafına sarılarak alt özofagus sfinkterini güçlendirmek ve reflü oluşumunu engellemek amaçlanır.
LINX cihazı: Manyetik boncuklardan oluşan küçük bir halka, yemek borusunun alt ucuna yerleştirilir. Bu cihaz, sfinkterin kapalı kalmasını sağlar, ancak yemek ve içeceklerin mideye geçmesine izin verir.
Tedavi süreci, hastanın yaşam tarzına, semptomlarının ciddiyetine ve doktorun önerilerine göre belirlenir. Reflü tedavisi genellikle yaşam boyu devam edebileceği için, tedavi planı hastanın yaşam kalitesini en üst düzeye çıkarmayı hedefler.
Mide Fıtığı ve Reflü Arasındaki İlişki
Mide fıtığı ve reflü arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Mide fıtığı, mide ile yemek borusu arasındaki anatomik yapıyı etkileyerek mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasına neden olabilir. Bu durum, gastroözofageal reflü hastalığının (GERD) gelişmesine yol açar. Reflü, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu yemek borusunda yanma, tahriş ve diğer rahatsızlıkları meydana getirir.
Normalde, yemek borusunun alt ucunda bulunan alt özofagus sfinkteri (LES), mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller. Ancak mide fıtığında, midenin bir kısmı diyaframdaki açıklıktan yukarı kayarak bu sfinkterin işlevini bozar. LES’in düzgün çalışmaması, mide içeriğinin yemek borusuna geri dönmesine (reflü) neden olur. Bu nedenle, mide fıtığı olan kişilerde reflü semptomları daha sık ve şiddetli görülebilir.
Her mide fıtığı reflüye neden olmaz, ancak reflü sorunu olan birçok kişide mide fıtığı bulunabilir. İki durum arasındaki ilişki, özellikle büyük mide fıtıklarında daha belirgin hale gelir. Tedavi sürecinde hem mide fıtığına hem de reflüye yönelik yöntemler bir arada kullanılabilir.